9 Kasım 2010 Salı

disconsolate.

Hani cuk diye oturan kelimeler olur ya. ondan.

7 Kasım 2010 Pazar

böyle de manyağım.

Hani yaşlı teyzeler vardır ya. şu da torunum bu da oğlum vb. diye fotolar gösterir. sormasanız bile. O yaşlı teyzelerden biri de benim. Kurbanım da genç bir hanım. Kendisine farklı fotoğrafları istemiş olsa da kardeşiminkileri, dedemin ve hatta yengeminkileri gösterdim. Evet o yaşlı teyze benim.
Bu arada o genç hanım, sizi çok seviyorum. HEPİ BÖRTDEY.

1 Kasım 2010 Pazartesi

How the hell I could do all that?!

Aynen böyle başlık atmış karşı. Ben de karşı yazı yazıyorum, denge fakiri penceresinden.

Birbirini takip eden günlerde, ilk önce parmağımı kestim- ama sağlam kestim, nasıl bilmiyorum, bayaa kanamış, kanamış diyorum çünkü 5 dk sonra kesildiğini anladım etraftaki lekelerden- daha sonra ayak parmağımı kestim- hem de priz yardımı ile.

Benim de sorum bu: How the hell I could do all that?!!!

bok vardı.

Çok pis nefret doluyum. O kadar nefret doluyum ki, her tarafta gargamel görüyorum.

Şam fıstığı sevmiyorum arkadaş!

Bulok.

Şam fıstığı sana da garip gelmiyor mu? Sevmiyorum onu. Her şeyin içinden çıkıyor ya. Deli ediyor beni. Bir de maydonozu suçlarlar bu durum için.

Ya sen nasıl dengesiz bir fıstıksın arkadaş, hem pasta içine hem salam içine konuluyor ve bununla bayağı hayran topluyorsun ya. Çok sinir oluyorum. Bir kere sen özünde dengesizsin. Karar ver Şam mı Antep mi. Ne bu şimdi iki şehri birbirine düşürmek için bir çaba mı. Ne saçmalıktır yahu.

Ne kuruyemiş olarak, Ne antep isminle, Ne şam isminle, Ne pasta içinde, Ne salam içinde, Ne dondurma üstünde, Ne dondurma çeşidi olarak!!! Hiç bir şekilde sevmiyorum! Çok sinir oluyorum her şeyin içine konulduğunu görmek. Bildiğin sinir.

Dip Not: Tüm dediklerimi "Damak"ı mahsup tutarak söylüyorum.