26 Haziran 2010 Cumartesi

o nasıl ya?

filmleri alıp izlicektim, ona verdiğim filmi alcaktım. bunları geçtim veda edicekti gitmeden. evet lafım sana mergiz. 9 kere arayıp her birinde telefonun kapalı olması. kimaramış servisinin dinlenmemesi veya 9 un yetersiz bulunması. bu rahatsız etti. ayıb.

25 Haziran 2010 Cuma

Bazı bazı.

Bazen bazı kişilerin hayatımızdan çıkmasını dileriz, bazen de bazılarının hiç çıkmamasını. Kimi zaman hayatımıza girmesinler diye çabalarız kimi zaman da hayatımızdan çıkması gerektiğini kendiliğinden anlamasını bekleriz çünkü çıkarmak için bile taakatimiz kalmamış olur.

Bir de samimiyetsiz biri olduğumdan devam eden cümleleri okumanıza da gerek yoktur tüm samimiyetimle söylüyorum bunu. Beni yakından tanıyanlar ne kadar dengesiz biri olduğumun yanı sıra 3 adet 3 harfli argo sayılabilecek kelimeyi bu aralar kullanmayı artırdığımı farketmişlerdir. İşte bunları kullanmamı sağlayan bazı bazı kimseler hayatıma bu nadide 3 kelimeyi kattığınız için teşekkür ederim. Sıkça tekrarlatmanıza gerek olmasa da, eksik olmadığınız da aşikar.

Öyle işte.

23 Haziran 2010 Çarşamba

yemek yemek yemek.

Bir maykıl vardı. Ona türkçe öğretiyordum ara ara ve çok iyi öğrendiğini/ konuştuğunu düşünüyordu. Yemek temel ihtiyaç olduğundan öncelikle öğrenmesi gerektiğini düşünürdü. Denedi ama olmadı. Çünkü yemek ne zaman fiil ne zaman isim ayırt edemiyince şöyle bir çözüm bulmuştu. Her ikisine de yemek diyor ancak soru haline geçince (yemek yiyelim mi gibi) panik oluyor ve 3 veya 4 kere yemek dediğinde hızlıca bunu ifade etmiş oluyordu. Canım ya kıyamam. Neyse.

Bu aralar kendime o soruyu sorar oldum.

-Yemek yemek yemek?
+Cık. Çok sıcak.
- Yemek yemek yemek?
+ Yok yaa sağol.
-Yemek yemek yemek?! 16 saat oldu diğer öğünden bu yana.
+Öeh. Lokmamı saymışım deli gibin. İstemiorm işte.


---
haa böyle kendi kendime konuştuktan sonra bunu bıuraya yazmam da ayrı bir şey.

gereksiz sıcak.

İklim. Tadını kaçırdın artık. Kararını ver, dozunu abartma, olman gerekeni yansıt. Pek dengesizsin hiç çekilmiyorsun valla.

22 Haziran 2010 Salı

şikayetçiyim.

Annemin bana fal bakamaması, bakarken bakabildiğine ikna etme çabası cidden ama cidden sinir bozucu.

  • sevinçli kalabalık
  • iyi haber
  • bayrak dikmek
  • kısmet taşması
  • koruyucu
  • bir şeyi süresinden önce öğrenmek
  • balık, çeşme, kuş, anahtar
bunları diyor hep. hepsinde.

7 Haziran 2010 Pazartesi

weird.

Ya bulokçum.
Derdimi anlattım bir arkadaşıma anlamadı. Neyse dedim geçtim. Tam anneme anlatayım diyecektim ki bana yükseklisans başvurularını sordu nerede olursa olsun yapıcakmışım mezun olur olmaz. Anne yoruldum, lisansı bile zor vb. sözlerim yetmedi kendisine. Ne yapıcam bilemedim. ÖYle işte. derdimi de okuyan herkese anlattım şimdi. Öyle yalan bak o anlattıkça hafifler olayı. Daha da anlatmam.

4 Haziran 2010 Cuma

metin.

bugün metin sayesinde günüm hayatıma ayrı bir renk kattı. en son damla oldu. arkadaştan rica ettim iyi değilim gel dedim. bişey de anlatamadım yalan oldu. sonra üzüldüm boşuna geldi çocuk benim için dedim. öyle. kusuruma bakma karşı yahu.

3 Haziran 2010 Perşembe

Sadece bugünkü gaflarım.

Babam: annen edirneye gittiğine göre bundan sonra yiyeceğin yemekler makarna, et türevleri ve dışarıdan siparişler.
Ben: yaa o zaman ben yemek yapıym.
Babam: (ani bir irkilme ve ses tonunda aşırı incelme.) yok yok. ben yaparım. final haftan yorma canını.
Ben: can yormak zor iş.

----

Bir arkadaştan not almaya gittim ve ona planımı anlattım.

Ben: yaa işte babamla böyle muhabbet oldu. ben de bugün pırasa yapmaya karar verdim.
Bir arkadaş:ahuahuahuıa. pırasa nerden çıktı ya. mevsimi değil ki. bulamazsın.
BEn: hadi yaa. demek ondan göremedim manavda.
Bir arkadaş: auhahuahu :D kızın dediğine bak ya.
Ben: amaan. boşuna tarifi öğrenmişim.

---

Daha sonra eve dönüş yolunda markette mini boy pırasa gördüm.

Ben: pardon ben mmm 5 tane pırasa alabilir miyim?
Görevli: (hafif bi gülümseme) 5 tane mi. hmm peki. olsaydı hanımefendi tabi ki alabilirdiniz.
Ben: ama hayır orada var işte.
Görevli: hanımefendi onlar taze soğan. (cümle soğana gelince gülmekten düşücekti)
Ben: bok. zaten çok küçüklerdi. pırasa olsalardı bile almazdım.
Görevli yerde.

burayadayazmalıdiyedüşündüm.

Karşı ile konuşurken yaşandı. Gerçek beni ona anlatmaya çekinmiyorum(ki o benim bööle anlatmamdan çok çekiniyor ama sorun yapmıyoruz bence.)

--- NEfret doluyum. Kendimi gargamel gibi hissediyorum.

Evet bunu dedim ona.

hayatı çözdüm ben.

türlü insan var ve hepsi kendi hayatını güzelleştirmek için seninkini mahvetmeye yöneliyor. ve sen de bunlardan birisin. işte o denli garip işler bunlar.

Neyse Allahtan onlardan biriyim yoksa hayat hiç çekilmezdi be bulok.

bok demişken.

hukukuhkukukukhukhukhukhukhukuk!!!

Lanet olsun sana.

sadece şunu demek istedim.

bok.