Bulok,
Garip bir haller içindeyim. Hemen izah edeyim.
Misal EV:
Mezunum, staj vb. uğraşıyorum, kurslar araştırıyorum, böyle tam yoğunlaşmak istiyorum o alana; bir engel çıkıveriyor. Şunu sormak istiyorum : hangi aile çocuğu bir kursa katılmak istediğinde hayır der?. cevap: benimki.
Her seferinde diyalog şöyle geçiyor:
Ben: Bakın böyle bir şey varmış katılmak istiyorum.
Onlar: Yine ne getirdin?!
Ben: Bu sefer uluslararası sözleşme hukuku. Bir yıl, daha doğrusu iki dönem, tıpkı okul gibi vb. vb. (anlatırım her detayını)
Ben: Bu sefer uluslararası sözleşme hukuku. Bir yıl, daha doğrusu iki dönem, tıpkı okul gibi vb. vb. (anlatırım her detayını)
Onlar: Şimdi niye gidiceksin ki buna? Ne gerek var yani?
Ben: Son 10 dakikada bu gerekliliği anlattım ya, ayrıca istiyorum gitmeyi yahu.
Onlar: Yok bu kursa gidicem yok şuna gidicem, kendini çok yoruyorsun, bir kere de karşıma hukuktan ayrı bir şeyle gel, hayatını yaşadığını göreyim be kızım. Salsayı istedin bak hemen başladın, sesimizi çıkardık mı?
Onlar: Yok bu kursa gidicem yok şuna gidicem, kendini çok yoruyorsun, bir kere de karşıma hukuktan ayrı bir şeyle gel, hayatını yaşadığını göreyim be kızım. Salsayı istedin bak hemen başladın, sesimizi çıkardık mı?
Ben: Yani hayır diyorsunuz öyle mi?
Onlar: Evet, gitme o kursa.
Ben: Peki.
Şimdi, etkilenmiş olabilirsiniz.
"Tanrım ne kadar kuul bir aile, hayatını yaşa diyor, kıza bak mal, böyle de olmaz ki!"
dediğinizi duyar gibiyim.
Ama bitmedi, ertesi hafta benzer bir dialoga alalım sizi şöyle:
Ben: Bakın böyle bir şey varmış katılmak istiyorum.
Onlar: Yine ne getirdin?!
Ben: Bu sefer ninjutsu ama.
Ben: Bu sefer ninjutsu ama.
Onlar: O da ne?
Ben: (karakter ne olduğunu neden istediğini anlatır)
Onlar: Şimdi niye gidiceksin ki buna? Ne gerek var yani?
Ben: Son 10 dakikada bu gerekliliği anlattım ya, ayrıca istiyorum gitmeyi yahu.
Onlar: Yok bu kursa gidicem yok şuna gidicem, bir kere de karşıma hukukla alakalı bir şeyle gel, hayatında ayaklarının üzerinde durabileceğini göreyim be kızım. İstanbuldaki o kursa gitmeyi istedin bak hemen gittin, sesimizi çıkardık mı?
Onlar: Yok bu kursa gidicem yok şuna gidicem, bir kere de karşıma hukukla alakalı bir şeyle gel, hayatında ayaklarının üzerinde durabileceğini göreyim be kızım. İstanbuldaki o kursa gitmeyi istedin bak hemen gittin, sesimizi çıkardık mı?
Ben: Yani hayır diyorsunuz öyle mi?
Onlar: Evet, gitme o kursa.
Evet, biliyorum.
Benim de alkım karışıyor.
Üstelik aklımı karıştıranlar sadece bu muhabbet değil. Her şey.
Çok şahane değil mi(!)?
İki olası diyalog var ve düzenli olarak "fill in the blanks" çalışması yapıyoruz.
Şahane (!)
Sorun sadece bu da değil, kendimi ifade sorunum var sanırım. Bir de evde istenmediğim söylendi ya hani. Hala bir geri adım yok. Hani bildiğin istenmiyorum sanırım. Acil para kazanıp çıkmam lazım bu evden. Anlamım yok burada çünkü.
Diğer şeyleri anlatmama gerek yok bence,
ketumluğum
(ketum kelimesini çok seviyorum, farklı bir havası var böyle ünlü uyumu yok filan.)
öne çıkıyor.
Ama söz yakında pasif agresifliğe yenilikler getireceğim.
Hı hı.
Dağılın hadi.
Boku yemişsin,
YanıtlaSilMeğerse sen sosyal bir deneyin parçasıymışsın ne komik olur, çevrendeki herkes oyuncuymuş falan ben mesela ışıktan sorumluymuşum eheehe
Truman Show gibi. İsmi nasıl olurdu acaba?
YanıtlaSil"erşan kuneri ile şahane pazar"
YanıtlaSil