17 Mayıs 2010 Pazartesi

göz kremi.

Bu sabah uyandığımda gözümü açamadım. Hani sabahları tatlı bir uyku vardır, midenizde sıcak ve hoş bir his uyandırır gözlerinizi açmak istemezsiniz, açtığınızda üşüyeceklerini düşünüp de. Gerinirsin böyle bir kedi gibi yatağın içinde, esnemenin verdiği mutluluk yorganın açılması ile yarıda kalırken işte o an gözünü açarsın.

Bu sabah o an gözümü açamadım işte.

Ancak kalkmam gerekiyordu. Okula gidilmeli devamsızlık söz konusu olmayan bir bölümde okusam da. Yataktan zorla da olsa çıktım. Gözlerimi açmaya çalıştım: birini açabilmiştim, diğeri hala kapalıydı. Banyoya girdim. Soğuk suyun yüze çarpması kadar iyisi yoktur insanı ayıltmada diye düşünerek yüzümü yıkadım ve uyanmıştım. Gözlerim kapalı başımı kaldırdım, yüzümü havluyla kuruladım ve havluyu yüzümden indirdikçe gözlerimi açmaya başladım. Ancak biri hala açılmıyordu.

Sol göz kapağım şişmişti. Tamamen. Nasıl? Neden! vb. diye düşünürken bir iz aramaya koyuldum. Sivrisinek olmalı diyordum. Ancak bir iz yoktu. Okula giderken eczacıya gösteririm diyip üzerinde durmadım. Ancak buna neden olduğundan şüphe duyduğum bir kişiye bu şüphemi anlatan bir mesaj attım. Sonrasında klasik bir okul sabahı gibi evden çıktığımda haricen sadece eczaneye uğrayıp gözümü göstererek "iyileştirin." dedim. bir krem verdiler.

Göz kremi. Şişlik göz kapağında olduğundan göz kapağına sürdüm ancak okulda doktora uğradığımda doktorun benimle dalga geçeceğinden habersizdim. Meğersem bu krem doğrudan göze uygulanıyormuş. Sabah-akşam kullanılcakmış. Biraz önce kullandım. Ancak burada ailenin tüm fertlerinin beni tutup zorla sürdüğü de bir gerçek.

Benim gözüm ama. Yakıyor ama. Kırparım ki. Suratımı kaçırırım ki.

Daha da sürmem dedim.


Öyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder