29 Ekim 2009 Perşembe

Bir şey diyip gidecektim.

I honestly, truely hate you.

27 Ekim 2009 Salı

sona nokta koyma olayı.

Msn de söylediğim yalanların çoğunun sonuna nokta koyduğumu farkettim.

Ğ kişisi.

Senden ciddi anlamda rahatsız oldum. Malsın. Karşıdan bile malsın. Cidden malsın. Öyle işte.

bulokum ölüyorm ben.

ben burada tetanoz, domuz gribi, migrenden ölüyorm.
Aşı olcam söz tabi tetanoz için. domuz gribi aşısı olmam hıhh. migrenin aşısı yok ki.

19 Ekim 2009 Pazartesi

Not inspired from totally not a true story.

Seninle ilgili farklı düşünmüştüm.
Şu anki halinden tamamen farklı.

İlk gün, tanıştığımız, arkadaşlarıma söylemiştim seni.
Ne de muhteşem olduğunu.
Ufak bir kız çocuğu gibi hayaller kurdurmuştun bana.
Olabilirdi, niye olmasındı?

Sonra..

Ben arkamı döndüğümde
Seni arkadaşımla ilgileniyor görmek.
Hem de seni ilk anlattıklarımdan biri ile.
Bu kesinlikle düşündüğüm değildi.

Üzerinden zaman geçti.
Biliyorum acı vermemesi lazım.
Vermiyor da.
Ama şimdi neden başkalarına bakamıyorum
bunu açıklamıyor, açıklayamıyor kimse bana.

Zaman diyorlar.
Bunu da zaman çözecekmiş.
Şimdi de tutar zamana aşık olurlar onlar.
Bilemezsin ki.
Her şeyi düşünemezsin.

Ama dediğim gibi,
Seninle ilgili farklı düşünmüştüm.
Şu anki halinden tamamen farklı..

swine flu.

başta 2 kişiye bulaşmıştı şimdi 36 kişi. ki baş ve şimdi arasında sadece 3 gün olması çok korkunç yaa. Maske alcam ben.

cumaya gider gibi quiz e girmek.

metin hocanın yoklama quiz i dediği şey. Her cuma son derste yapıcakmış. Garip. Değişik. Rüyamda 45 ve 50 alıyordum aynı sınavdan, üzülüyordum bayağı. Bir de bunu anlatırken yüzü bir ara >:-/ halini aldı nasıl oldu çözemedim. Neyse. Öyle işte. Bunları da gördük be bulok.

18 Ekim 2009 Pazar

şaşırdım.

Böyle lafı dolandıra dolandıra sokma çabası vardır ya genelde biz bayanlar ünlüyüzdür bunu yapmakla. Naz yapmak olarak da geçer ansikolpedilerde. Hı hı her ansiklopedide var tabi. E tabi buna şaşırmıyorum ben.

Beni şaşırtan:

Bu olayı bana bir erkeğin yapması. Bildiğin lafı evirdi çevirdi bir yere bağladı dondum kaldım. Böyle yüzümde aptal bir gülümseme ağzım açık "nasıl yaaa" şeklinde. Bu vakıa empati kurmamı sağladı. Garip. Enteresan.
-Böyle üzerimde bunu yapmasına neden olan şeyi yerine getireyim istedim. Ama aynı zamanda niye yapıym ki bunu diye düşündüm.

İkileme soktu yaa. :D Saçma salak bir durum.

Ayrıca herkese böyle yapasım geldi. Ama aynı zamanda böyle bir şey yapmamam gerektiğini de hissettim, çünkü kötü oluyor.

Bu yazımdan çıkardığım sonuç: artık uykum gelmiş.

hep beraber havaya bakmaca.

Bir arkadaş bugün tanıştırdı beni flashmob ile. İnsanlar bir mail le veya mesajla veya diğer türlü haberleşme imkanları ile anlaşıp bir yer ve saat/tarih belirleyip orada belli bir şeyi yapıyorlar ve dağılıyorlar... Ben de bundan yapmak istiyorum. Düşünsenize!!! Süper yaa!!

Aklıma gelen örnekler:

-- Bir dolmuşa biniyorsun işte 20 kişilikse 13-14 ü tanıdık. Çoğunluk ayrı olarak biniyor(tanışmıyorcasına) ve son durağa kadar inmeden telefonla bağıra bağıra konuşuyor. "Efendim! Duyamıyorum!! Dolmuştayım şimdi. Sanırım dolmuşta bir sorun var diğerleri de duyamıyor!.." şeklinde. Sonra son durakta inip dağılıyor filan.

-- Dostun önünde buluşmak bir klişedir ya. Bir sürü kişi oraya geçiyor ve aynı anda 5 dk boyunca filan hapşuruyor. Sonra dağılıp gidiyor.


*Ankarada bunu yapan birileri varmış kim bilmem. Ama süper yaa. Daha önce buluşup yapmışlar. Dostun önünde toplanıp havaya bakmışlar bir süre filan. Sonra ayakkabı bağlamışlar. Düşünsenize 100 kişi aynı anda çökmüş havaya avel avel bakıyor. Komik.

Bu da yutuptan örnek.

Ne diyim bulokçum. Olsa da yapsak.

17 Ekim 2009 Cumartesi

Küçüklük hayalleri.

Her birimizin farklı hayalleri olmuştur değil mi? Bazılarımız astronot olmak istemiştir, bazılarımız doktor, bazılarımız da "anne" bile demiştir. Mesela benim kardeşimin hayali dünyaca ünlü bir pop-rock şarkıcısı olmak. Benim hayalim neydi biliyor musunuz! Oxford University de öğrenci olmak. O dönemde bölüm netletmiş değildi ama okul belliydi. Öyle işte. 11nci yüzyılda kurulmuş oxford. Şu an 21ncisinde olduğumuzu düşünürsek bayağı etkileyici değil mi!!!

Konukseverlikle ilgili.

Türk halkı konukseverliği ile övünür. Bayağı da iyidir bu konuda aslında.

Ama şunu sormak istiyorum. Ben neden benim olmayan misafire iyi davranmak, onun için evi toplamak ve hatta temizlik yapmak daha sonra da onlar için hizmet etmek zorundayım. Bana açıklayın. Cidden.

9 Ekim 2009 Cuma

metin etkisi.

Bi dava olsa da savunsak.

metiiinnnn!!!

Hasetimden çatlamaktayım bulokçum!..

Daha önce böyle sadece iki kere olmuştu. Kıskanmam etmem. Bunu yaptıran daha önceki o 2 kişi kim mi:
1. Deniz Dursun diye bir kızdı, niye kıskandığımı ve yüzünü bile hatırlamıyorum, ilkokul birdeydim.
2. Kyle XY dizisindeki Kyle, hani gerçek olmayan bir dizi karakteri, işbu diziyi izleyen aklı başında kişiler anlayacaktır ne dediğimi.

Şimdi de Metin! Bildiğin Metin! Bayağı bayağı hasetimden çatlıyorum. Green eyed monster filan yanımda pire boyutundadır.

Bu derste filan dendiğinde kızdı: FİLAN FİLAN FİLAN FİLAN FİLAN ve hatta FİLAN FİŞMAN

Yahu niye bu kadar zekisin, muhteşemsin yaa. Böyle olmayın lütfen. Benden iyi olmanın tek nedeni tabi ki de benden önce bu işe başlamış olman. Hı hı evet. Kıskanmaktayım. Ufacık çocuklar gibi. Ya düşünün böyle hissettiriyor işte.

7 Ekim 2009 Çarşamba

panik.

Bu yazıyı yazarken paniktim filan. Ama gereksiz yere. Bayağı da yazmıştım. Sonra bir arkadaşla konuşurken bi şeyler dedi. İyi geldi resmen. Hala paniğim de. Daha az. Çok daha az. O, böyle alakasız yerlerde alakasız şeyler söyleyip güçlenmemi sağlıyor. Ööle işte.

6 Ekim 2009 Salı

Adli tıpla ilgili.

Slaytları buldum takipçi hukukçu arkadaşlar. İrtibata geçiniz. Çıktısını almayı planlıyorum. Onların fotokopisini de çektirebilirsiniz. Gerçi bunun için de irtibata geçiniz. Öyle işte.

başlıklarımlan ilgili.

Her başlığımın sonuna nokta koyduğumu görmek beni benden aldı.

balanced nerd.

Rekabet Hukuku dersinden ödevim olduğundan bir davayı araştırmak için Milli Kütüphaneye gidip çalışmak zorunda kaldım okulun ilk haftası. Bunun üzerine bir arkadaşım bu davranışımdan ötürü beni balanced nerd ilan etti. Teşekkürlerimi sunarım. .m
Nerd diyince aklıma maykıl geldi:D Napıyor şimdi acep:M

hislerlen ilgili.

hissetmemen gerektiğini bilip bir şey hissetmek. Çok kötü bir histir, o. Ne yapacağını bilemezsin. Nasıl geçireceğini bilemezsin. Hele bir de alışık değilsen hisler duymaya... Zor, bulokçum, zor...

4 Ekim 2009 Pazar

baş ağrısı.

Migren. 3üncü gün.

3 Ekim 2009 Cumartesi

yeni çizim.


daha bitmedi. Bitince deviant a koyabilirim. Witcher daki striga bu. Yeni temama çok uydu resim di mi. :D

telefonum ile çektim. Kötü oldu. Tarayacı bozuk. Affola.

Metin Feyzioğlu.

İdolümsün.

yine yaptım!

Artıkın bir topuklum daha var bulokçum. 6 tane oldular. Oley.

NOT: Bu yazı bu rengi haketmektedir.

üfff!!!!

NEDEN
düşünmeyi reddedip, hemen hüküm veriyorsunuz ki iyice içinizde muhakeme etmeden?

Kızdım bulokçum.

Çok kızdım hem de.

İnsanların bakış açılarının ilkçağdan-ortaçağdan bu yana hiçbir değişim geçirmediğini görüp çok kızdım.


Şöyle ki,

haberleri okuyup yorumlara bakıyorum.
ve gözüme ilk çarpan şey tüm onları yazanların at gözlükleri taktığı.
içim acımakta bulokçum.


Garip!
Aradan geçen yüzyıllara rağmen hala aynı bakış açısı, aynı acımasızlık, aynı önyargı koyma merakı.

klişe!!!

Niye klişelerden korkulur?
(Let's call it klişefobiya)
Klişelerden korkup kaçmak da bir klişe değil midir?
Klişe kelimesini kim buldu?
Keşke tüm kelimeleri o bulsa. Ne garip dilimiz olurdu düşünsenize... Bence iyi olurdu.
Bunları neden mi yazdım?
Tabi ki bir klişe davranışta bulunmadım. Saçmalamayın.
Öylesine içimden geldi. Merak ettim. Filan.