24 Eylül 2011 Cumartesi

tekrar istemek suç oluşturmaz.

Kızılderili komşum olsun. Böyle adı da oturan boğa olsun. Ön bahçeye savaş baltasını gömsün filan. Evet.

Evet, saçmayım.

O kadar okudum ettim; hatta çok zekiyim filan ama yine de güney yarım küredekilerin ayakta durabilmeleri çok enteresan geliyor bazen. yer çekimi çok değişik lan.

16 Eylül 2011 Cuma

first date.

ilk buluşmalar hep önemlidir bulok. Bunu yaz bir kenara.
Mesela buluşacağın kızı saatlerce yürütme bulok. Tüm gün yaptıklarınız gece lambası ve bulaşık fırçası almak da olmasın bulok.net.

23 Ağustos 2011 Salı

ya ama cidden artık.

Telefon faturamın 3 basamağın altına düşmesini istiyorum yaa. Yeter ama artık. Of ayıb lan. Turkcell sana diyorum. faturasını peş peşe 3 basamaklı getirenlere böyle bir kıyak yapsaydın bu ay. He? Nolurdu sanki.?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

anormal olan.

Gecenin yarısında sokaklarda dolaşan, avazı çıktığınca bağıran ve davul çalan bir adamın varlığının normal karşılanması. 




yok yok. ayırt edemiyorum normal ile anormali ben. hı hı tabi evet sorun kesin bende.

19 Temmuz 2011 Salı

çelınc.

bundan yabıcam. ve hatta yabıcaaz mergiz ilen.
karşı, laf atma.

o değil de.

pasaportumu bulamıyorum!!!! 5 gün sonra gidiyorum yunanya'ya ama onsuz almazlar sankim. ufak yeşil bir şey filan. nerede ki ya. panik oldum ha.

Hani herkesin yüzünde ondan bir iz, bir parça, en ufak bir benzerlik ararsın ya hiç benzemiyor olsalar da fütursuzca... Onu daha sık görmek istersin, o an o çevrende olmasa bile. Masum sayılacak duygular taşırken sen tek başına, o seni izler uzaktan. Arada o kadar kişi vardır ki konuşan, duyamazsın dediklerini. Çoğu kez yanlış anlarsın, anlaşılırsın; o da seni duyamıyordur zira. Sonra susarsın, çünkü kimi zaman sessizlik daha çok doğruyu barındırır bünyesinde, çünkü o bulacaktır doğruları sessizliğin içinde. Beklersin sessizlik içinde, o da seni bekler sessizliğinin içinde.

Suskun ve yorgun beklerken, düşünürsün. Kendi sessizliğinin nedenini keşfedersin zamanla; zamanında onun gerçekleri görmesi için sunduğun sessizliğinin nedenini. Onunla alakası kalmamış, bitmiştir; hiçbir yüzde göremez olmuşsundur onu; hatta aramaz ve belki de görmek istemez. Yüzünde kalbinden yansıyan acı ile dolu bir gülümseme oluşur, uzaklara dalarsın. Kabullenemezsin onu artık istemediğini; ama çok geçtir, reddeder zihnin onun hayalini, kabul edemez sınırlarından içeri.

Yalnız kalmak istersin bunu anladığında, kalamazsın; uzaklaşmak istersin, uzaklaşamazsın. Yüzde acı dolu o gülümseme ile çıkarsın karşına, aranızdaki kişilerden uzak olsanız da artık, tek kelime etmezsin; o gerçekleri anlasın diye değil de bu sefer söylenecek kelimeler tükendiği için, yeni kelimeleri üretecek ne gücünün ne de isteğinin olduğu için. Önce gözlerini kaçırırsın ondan, yüzünde yine aynı gülümseme; sonra arkanı döner ve uzaklaşırsın bir daha ona dönmemek üzere.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

kızdım bak yine.

bulok. bazılarının bu dünya üzerindeki işlevini sorguluyorum. gerçekten. hani bunu bir de böcekler için yapardım. böceklerin varlığını kabullendim ama. ekolojik denge için şartlar. ama bu kişiler için herhangi bir makul neden bulamadım varlıklarını mantıklı ve katlanabilir kılan. yok yani. gereksizler. cidden.

şöyle ki. hukukta vardır. 3ncü iyiniyetli kişi diye tanımlananlar. bu şahıslar- hani benim gereksiz gördüklerim- konular üzerinde üçüncü kişi olmalarına rağmen tarafmışçasına konuşanlar. gereksiz oksijen tüketiyorlar yaa. kötüniyetli konuşmuyorlar mı bir de. yuh yani. ayıb ayıb. ne hadlerine yaa. küresel ısınmayı da bunlar başlatmıştır. bak ben diyorum. kesin. net. yani.

hakkımda ve başkalarını da ilgilendiren saçma sapan şeyler uyduran ve bunu sadece kendinde tutmayıp başkaları ile paylaşan şahsiyetler bi gidip merdivenlerden düşün yuvarlanın filan. cidden. for the greater good.

evet. kızgınım.

8 Temmuz 2011 Cuma

Günün özeti.

Bulok, gerçekten çok uzun zamandır ilk defa bir günün tamamını evde geçirdim. Daha doğrusu bu konuda başardığımı da ileri süremeyeceğim de.

Şöyle ki, bugün uyandığımda aklımda seminer tezim vardı ve hemen de işe koyulmuştum. Gerektiğinde pek çalışkan öğrenci olabildiğimden ve bugünlerde de buna gerek olduğundan çalışmaya başlamıştım erkenden. Hedefim ders çalışmak idi. Gerçekten.

Ama DERS ÇALIŞMAMI EVREN İSTEMİYOR.

Evet. Gerçekten. Çünkü ben tam böyle çalışıyorum filan; apartmanın boşaltılması gerekti. Zira, evin önünde şüpheli paket varmış ve bu seferki ciddi bir tehdit oluşturabilirmiş. Sonuç itibariyle dışarı çıkmam gerekti ve yine sonuç itibariyle çıktım da. Ders yalan oldu.

Diyorum işte, evren istemediğinden oldu tüm bunlar. Hı hı evet.
artık daha çok yazı yazabileceğimin farkına vardım. sevindim.

7 Haziran 2011 Salı

Bulok! Şimdi şöyle ki işe gitmem lazım. Azar işittim fena dün. O dğil de çok farklı gelişmeler mevcut hayatımda. Bir ara gelip anlatacağım. Hadi öptm bye.

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Karşı Blok'a Duyuru.

KARŞI! Evet bir iki değişiklik vardı. Hem de büyük değişiklikler. Ama yine de dinlemek istedim. Bilemiyorum tüm o değişikliklere rağmen duymak istedim. Mahvettin be beni. Manyak. Şimdi işe gidiyorum. Erken çıkmak için izin alıcam sonra ödev filan. Şu planımı niye anlattım bilmiyorum, bu manyak olmanla alakalı değil ama neyse. Yalnız cidden mahvettin beni yaa. Off.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Gidicem bu diyarlardan :D ıpdhrşdsfglsdhi :D

Hani bunu bloğuma yazmak mı daha acı yoksa bunu gerçekten düşünmek mi bilemedim.

24 Mayıs 2011 Salı

yıkıldım.

15 Mayıs 2011 Pazar

01:32

Dengesizliğimin doruğundayım.

8 Mayıs 2011 Pazar

Bu ne biçim bir şeydir?

Bulok, ben aşık oldum. Hem de sanırsam ilk kez. Çünkü çok garip duygular deneyimlemekteyim. Yabancı duygular... Bu nedenle de ilk olduğunu varsayıyorum. Lakin aşık olduğum kişinin umurunda olmamak çok fena acı veriyor var ya. Ne yapıcam ne edicem bilmiyorum bre bulok. Offf yaa. Ben ağlamak istiyorum sanırım. lakin ağlayamıyorum, çünkü dün geceden hala sarhoşum. Offf ama yaaa.

26 Nisan 2011 Salı

Cédric.

Bulok.

Ben böyle adam görmedim hayatımda.

Bir insanda neden tüm mükemmel özellikler toplanmış olabilir ki? Sonuçtan memnun değilim sanma sakın böyle dedim diye. Şahane yahu.

Adam muhteşem!

Fazlasıyla.

Piyanoyu çalışı, o kadar harika ki, saf, hassas, yumuşak ama bir o kadar güçlü ve tutku dolu.

Çalarken mırıldanıyor melodiyi mesela. Çok tatlı değil mi!!!

Bugün kendimi rahat bir koltukta oturuyor ve Cédric'i hemen önümde piyano çalarken farkettiğimde o kadar iyi hissettim ki. Odada sadece ben, Cédric ve Karşı vardı. Onu piyano çalarken dinlemek ve bunu günün olağan bir parçasıymışçasına hissetmek...




14 Ocak 2011 Cuma

Bu kışın en önemli in i ve out u.

Yazmaya değer bulduğum ve bariz bir şekilde gözlemlediğim bu değişiklik birazdan sizleri çok şaşırtacak, eğer yaşınız küçük ise (bu zihinsel ya da biyolojik olabilir size kalmış) korkutacak ve gözlerinizde yanma ile sonuçlanacak yan etkilere sahip bir yazı olabilir. Sorumlu tutulamam şimdiden söyleyeyim.

Konumuza dönecek olursak manyak dolmuşçularla kaynayan ankara sokakları, artık benim için güvenli bir hal aldı bu yönden. Hiç bir manyak dolmuşçuya 5-6 aydır rastlamıyor olmanın verdiği rahatlık ve mutluluk anlatılamaz bir lezzette.

Ancak herkesin bildiği gibi evrenin döngüsü yine oyununu oynadı ve dedi ki "ey denge fakiri sen kendini huzurda mı sanırsın al sana başka manyaklar!!". O gün bugündür bindiğim tüm taksilerde şöförler bana hayatlarını ve geçmişlerini anlatıyor, niye bilmiyorum. bu bir şaka olabilir böyle uzun dönemli. evet evet . ancak böyle olabilir yoksa toplam 10 dk süren taksi yolculuklarında tüm hayatını anlatma ihtiyacı duyan tüm taksi şöförlerine denk gelme ihtimalim de olmasın artık.


Şimdi bunu yazdım da aklıma geldi. Galiba "bana hayatını anlatabilirsin" diyen bir suratım var. Çünkü geçen istanbulu dinleyen bayan ile metrodayken de bir amca (yaşlı) metroya koşarak girdi 3-5 sn sonra da kapı kapandı ve bunun üzerine bana geçmişinden anektotlar verme iznini aldığını düşünerek konuşmaya başladı. Nereye gittiğini kimlerin onu beklediğini, kapıda kalsaydı onu kurtarıp kurtarmayacağımı sordu. Buradan evrenin döngüsüne sesleniyorum: git bi çay koy.

Siftaf vol.2

Malum denge fakiri olunca kapatıyoruz gibi yazıların üzerine başka yazı yazmak ayıp olmuyor bu diyarlarda. Bulok yazmayı özledim. Sinirimi bozan durumları ortadan kaldırınca yine döndüm buralara. Hayat zor dışarıda azizim geçen bi baktım karşıdan ıspanaklı muhallebi yiyen bi genç ağzını üzerine temizleyerek etraftaki muhabbet kuşlarını kovalıyor. True story. O sebeple de buraya dönmeye karar verdim. Bir de latin danslarına başlıcam. İlliyet bağını kurabilirsiniz.