Benim için chaotic neutral demişti bir arkadaş. İyi-kötü gibisinden bir ayırımmış. Ne demek olduğunu bilmiyordum, açtım baktım:
"Her ne kadar satıcı ve ikiyüzlü gibi görülse de bu karakterlerin önemsedikleri şey kötülük yapmak değil, kendilerine kazanç ve güç sağlamaktır ve bu karakterleri diğer bütün karakterlerden ayıran şey ise herhangi bir ahlaki görüşlerinin olmamasıdır. bu yüzden onlardan herşey beklenebilir. İstediğine ulaşabilmek için gerçekten çok iyi davranabilir, onun bir melek olduğunu düşünmenizi sağlayabilir yani kendini sizden çok iyi saklayabilir. Maskesiz onu görmeniz imkansızdır. Ancak bazı söylentiler bunu başaranların olduğunu ancak bu başarılarının ortaya çıkması ile gizemli bir şekilde ortadan kaybolduğunu belirtir. "
Bunu okuduktan sonra aklımdan geçenler:
Doğru sanki.
Kötü olmak eğlenceli.
Kötü olduğunu ortaya koymak ahmaklık.
Rol yapmak gerekli.
Ama ben o kadar kötü değilim ki.
Hı hı evet. (nihehehe)
29 Eylül 2009 Salı
Sorunlarla Yüzleşme Dersi
UYARI: BİRAZDAN OKUYACAĞINIZ METİN DÜNYANIN EN DEĞERLİ VE BAŞARILI PSİKİATRİSTLERİN BULUŞTUĞU KONGRENİN SONUNDA ORTAYA ÇIKAN ANCAK DÜNYAYI ALT-ÜST EDECEĞİNDEN GİZLENEN METİNDEN ALINMIŞTIR... (yerseniz!!!)
Herkesin farklı bir bakış açısı vardır ve bu bakış açıları ile hayatlarını yönlendirir, iyi veya kötü kılarlar. En ufak sorunlarını en büyük acıymış gibi görenler her zaman sorun sahibi, ciddi sorunları olup da bunları dışarı yansıtmayan ve onların olmadığını iddia edenler her zaman kaçık, her türlü sorunlarını onlardan kaçma, erteleme, uzaklaştırma veya konuyu değiştirenler ise her zaman dahidirler.
Önce SORUN nedir onu tanımlamalıyız. Elinizden geleni yapıp da atlatamadığınız uyuşmazlıklardır. Mesela; bazı günler aşırı sakarlık yaptığımız olmuştur hepimizin, bu durumda elinden gelenin yapılmadığı sakarlığın zaten varoluş nedenidir sadece kendinizle uyuşamıyorsunuzdur. Bu bir sorun değilken; dişçiye gidip bir müdahale sonrası patlamış mısır yiyememek bir sorundur. Bu konuyu aydınlattığımıza göre sorunlar için ne yapacağımız konusuna geçebiliriz.
EVET! Şimdiye kadar size anlatılanları unutun. Sorununuzun üzerine titreseniz ne olacak ki? Hastaysanız ya iyileşirsiniz ya da ölürsünüz zaten yapacağınız bir şey yoktur takmayın, başarısızsanız ya tembelsinizdir ya da gerizekalı alışmaya çalışın. Bunlar için yapabileceğiniz bir şey yoktur, anlatmaya gerek yoktur hatta üzerinde bile durmayın.
Peki ÇÖZÜM ne mi? Kesinlikle o sorunlardan kaçın! Olan zaten olacaktır, yapacağınız bir şey yoktur. Sorunlar karşılaşınca yapabileceğiniz en mantıklı şey kaçmak ortamı terketmek hatta o ortamda sorunun olduğunu biliyorsanız hiç gitmemektir. Size o sorunu sorduklarında vermeniz gereken cevap asla sorunla ilgili olmamalıdır. Kesinlikle konuyu değiştirin. Özetle SORUNLARINIZLA YÜZLEŞMEK tam anlamıyla bir APTALLIKTIR, onlardan mutlaka uzak durmalısınız.
Konuyla ilgili özlü sözler:
SORUN MU GÖRDÜN? KAÇ!
Konuyla ilgili örnek kişiler:
HIMYM daki TED karakterinin VALİDESİ, BABASI.
----
Herkesin farklı bir bakış açısı vardır ve bu bakış açıları ile hayatlarını yönlendirir, iyi veya kötü kılarlar. En ufak sorunlarını en büyük acıymış gibi görenler her zaman sorun sahibi, ciddi sorunları olup da bunları dışarı yansıtmayan ve onların olmadığını iddia edenler her zaman kaçık, her türlü sorunlarını onlardan kaçma, erteleme, uzaklaştırma veya konuyu değiştirenler ise her zaman dahidirler.
Önce SORUN nedir onu tanımlamalıyız. Elinizden geleni yapıp da atlatamadığınız uyuşmazlıklardır. Mesela; bazı günler aşırı sakarlık yaptığımız olmuştur hepimizin, bu durumda elinden gelenin yapılmadığı sakarlığın zaten varoluş nedenidir sadece kendinizle uyuşamıyorsunuzdur. Bu bir sorun değilken; dişçiye gidip bir müdahale sonrası patlamış mısır yiyememek bir sorundur. Bu konuyu aydınlattığımıza göre sorunlar için ne yapacağımız konusuna geçebiliriz.
EVET! Şimdiye kadar size anlatılanları unutun. Sorununuzun üzerine titreseniz ne olacak ki? Hastaysanız ya iyileşirsiniz ya da ölürsünüz zaten yapacağınız bir şey yoktur takmayın, başarısızsanız ya tembelsinizdir ya da gerizekalı alışmaya çalışın. Bunlar için yapabileceğiniz bir şey yoktur, anlatmaya gerek yoktur hatta üzerinde bile durmayın.
Peki ÇÖZÜM ne mi? Kesinlikle o sorunlardan kaçın! Olan zaten olacaktır, yapacağınız bir şey yoktur. Sorunlar karşılaşınca yapabileceğiniz en mantıklı şey kaçmak ortamı terketmek hatta o ortamda sorunun olduğunu biliyorsanız hiç gitmemektir. Size o sorunu sorduklarında vermeniz gereken cevap asla sorunla ilgili olmamalıdır. Kesinlikle konuyu değiştirin. Özetle SORUNLARINIZLA YÜZLEŞMEK tam anlamıyla bir APTALLIKTIR, onlardan mutlaka uzak durmalısınız.
Konuyla ilgili özlü sözler:
SORUN MU GÖRDÜN? KAÇ!
Konuyla ilgili örnek kişiler:
HIMYM daki TED karakterinin VALİDESİ, BABASI.
----
23 Eylül 2009 Çarşamba
ühü
ders kayıt fln gittim okula. cuma günü ceza usul hukukundan 3 saat icra hukuku 4 saat. yetkin kitapevinin sitesinden baktım da iki dersin ders kitaplarının toplam sayfa sayısı :3178
niye!!!!! ühü ühü... tek dönem için fazla değil mi. daha kanunu var ders notu var. ühü.
niye!!!!! ühü ühü... tek dönem için fazla değil mi. daha kanunu var ders notu var. ühü.
hayali duyunca yaşanan hayal kırıklığı
Mergizim bir gün biz de iken benim gelecekteki halimi nasıl gördüğünü anlattı. Çok güzel kafasında canlandırdığını filan anlattı. Şöyle öngörmüş:
Gece yarısına yakın bir vakit. Evinin önüne geliyorsun. Altında siyah bir ferrari var. Muhteşem her şey. Üzerinde bir takım elbise var mini etekli filan, altında da tabi ki topuklular. Kapısını açıyorsun siyah ferrarinin ayağını dışarı atıyorsun. Yere basıp tam kalkacakken biri sesleniyor: "E.G. o davayı almayacaktın." diyor ve sana ateş ediyor silahıyla, ölüyorsun.
----
Not: Kendisi cidden yakın bi arkim, valla. Burada neden böyle oldu bilmiyorum. Bir arkadaşın hayalinde ölmeni neden böyle canlandırır ki.
Neyse iyi yönden bakalım. Siyah ferrarim vardı olm !!!
Gece yarısına yakın bir vakit. Evinin önüne geliyorsun. Altında siyah bir ferrari var. Muhteşem her şey. Üzerinde bir takım elbise var mini etekli filan, altında da tabi ki topuklular. Kapısını açıyorsun siyah ferrarinin ayağını dışarı atıyorsun. Yere basıp tam kalkacakken biri sesleniyor: "E.G. o davayı almayacaktın." diyor ve sana ateş ediyor silahıyla, ölüyorsun.
----
Not: Kendisi cidden yakın bi arkim, valla. Burada neden böyle oldu bilmiyorum. Bir arkadaşın hayalinde ölmeni neden böyle canlandırır ki.
Neyse iyi yönden bakalım. Siyah ferrarim vardı olm !!!
etenşın.
Şifreli konuşacağım.
MEgeRVEge. I can see your future and its not so bright. çügünkügü gigidegecegeğigin egevdege egelegektrigikleger kegesigilegecegek. Aman ha dikkat kuuuzuuuğm.
Not: Bu yazının aşağıdaki yazıda bahsi geçen sırla alakası yoktur.
MEgeRVEge. I can see your future and its not so bright. çügünkügü gigidegecegeğigin egevdege egelegektrigikleger kegesigilegecegek. Aman ha dikkat kuuuzuuuğm.
Not: Bu yazının aşağıdaki yazıda bahsi geçen sırla alakası yoktur.
Dilek ve Şikayet Kutusu.
1- Kendilerini cidden bir şey insanlar iyi ki var bu dünyada. :D Hiç izlediniz mi onları. :D Çok komik oluyorlar. :D O kadar komik ki aslanın geyiği kaptığı belgeselden bile. İyi ki varsınız la.
2- Kızılderili komşularım olsun.
----
aklıma geldikçe yazarım ki...
2- Kızılderili komşularım olsun.
----
aklıma geldikçe yazarım ki...
22 Eylül 2009 Salı
O ajan filmindeki numaralar sanırım gerçekten var!
Bulokçum, senelerdir ulaşamıyorum sana. Bunu seninle sonra tartışacağız young lady, bunu unuttuğumu sanma!
Hani filmlerde her şeye özendirecek şekilde tanıtırlar ya, balerin olmak isteriz birden, bir piyanist, bir dublör, bir gugli gugli gugli diyicisi, bir berber, bir "kungfucu" veya belki de bir hırsız ama öyle basitlerinden değil en ustalarından. Her şeyi çok kolay gösterirler ya bi de. Çok sinir bozucu.
Şu ajan filmleri vardır bi de yakışıklı bir adam veya güzeller güzeli bir kızımız vardır. İşlerinde çok iyilerdir. Her şeyi tak-tak-tak diye hallederler. Just like that( that derken parmağı şıklatmak) Çoğu kişi özenir bunlardan biri olmak ister. Ben mi? İstemiyordum ama oldum sanırım.
Şu film vardı feys of feys mi ne. Bir ajan dolu filmdi. Güzeldi. Bi adamın suratını başka birininkine yapıştırıyorlardı. Süper ajanımızın suratı oluveriyordu. İşte öyle bir durum söz konusu!!! Bir dolmuş macerası vol 1 den hatırlayacağınız üzere biri bana sarılıp Gizem'e benzetmişti. Her kimse o.
Bugün, bir genç (başka bir genç) geldi sarıldı öptü bir sırrını paylaştı filan. (Sırrın size ne olduğunu tabi ki söyleyeceğim.) Tanımadığımı söylediğim de hep böyle şaka yaptığımı söyledi. Adını gerçekten bilmediğimi söyleyince şüphelendi. Meğersem Gizem'in çok yakın arkadaşıymış. Bozuldu . Zar zor inandı. Sonra çok özür diledi. Söylediklerinin aramızda kalacağına söz verdirtti :D beni gerçekten tanımıyor sanırım.
Bir de bir kaç gün öncesinde de Burger'da pek muhterem arkadaşlarımla yemek yerken bir kız geldi. Bana yalvardı. "Lütfen zamanında bir tatsızlık olmuş, küsmüşsünüz Bende (ne garip isim di mi) seni görünce şok oldu ağlıyor şimdi, Hadi bayram öncesi bu tatsızlık bitsin." dedi. "Hmmm." dedim. Başka bir arkadaşı geldi. "İlkokul ve orta okulda çok iyi arkadaşmışsınız BFF tarzında. Lütfen barışın." diyerek kızı gösterdiler. Cidden biri ağlıyordu.
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Derin bir nefes aldım. "demek öyle." dedim. Yine biri ile karıştırılıyordum. İlkokul ve ortaokulu 3 farklı vilayette 8 farklı okulda okudum. Hangisinden olabilirdi ki bu tanıyamadığım kız?
Biraz daha yalvarmalarına izin verdim. Yeterince yalvardıklarına kanaat getirdiğimde
Hani filmlerde her şeye özendirecek şekilde tanıtırlar ya, balerin olmak isteriz birden, bir piyanist, bir dublör, bir gugli gugli gugli diyicisi, bir berber, bir "kungfucu" veya belki de bir hırsız ama öyle basitlerinden değil en ustalarından. Her şeyi çok kolay gösterirler ya bi de. Çok sinir bozucu.
Şu ajan filmleri vardır bi de yakışıklı bir adam veya güzeller güzeli bir kızımız vardır. İşlerinde çok iyilerdir. Her şeyi tak-tak-tak diye hallederler. Just like that( that derken parmağı şıklatmak) Çoğu kişi özenir bunlardan biri olmak ister. Ben mi? İstemiyordum ama oldum sanırım.
Şu film vardı feys of feys mi ne. Bir ajan dolu filmdi. Güzeldi. Bi adamın suratını başka birininkine yapıştırıyorlardı. Süper ajanımızın suratı oluveriyordu. İşte öyle bir durum söz konusu!!! Bir dolmuş macerası vol 1 den hatırlayacağınız üzere biri bana sarılıp Gizem'e benzetmişti. Her kimse o.
Bugün, bir genç (başka bir genç) geldi sarıldı öptü bir sırrını paylaştı filan. (Sırrın size ne olduğunu tabi ki söyleyeceğim.) Tanımadığımı söylediğim de hep böyle şaka yaptığımı söyledi. Adını gerçekten bilmediğimi söyleyince şüphelendi. Meğersem Gizem'in çok yakın arkadaşıymış. Bozuldu . Zar zor inandı. Sonra çok özür diledi. Söylediklerinin aramızda kalacağına söz verdirtti :D beni gerçekten tanımıyor sanırım.
Bir de bir kaç gün öncesinde de Burger'da pek muhterem arkadaşlarımla yemek yerken bir kız geldi. Bana yalvardı. "Lütfen zamanında bir tatsızlık olmuş, küsmüşsünüz Bende (ne garip isim di mi) seni görünce şok oldu ağlıyor şimdi, Hadi bayram öncesi bu tatsızlık bitsin." dedi. "Hmmm." dedim. Başka bir arkadaşı geldi. "İlkokul ve orta okulda çok iyi arkadaşmışsınız BFF tarzında. Lütfen barışın." diyerek kızı gösterdiler. Cidden biri ağlıyordu.
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Derin bir nefes aldım. "demek öyle." dedim. Yine biri ile karıştırılıyordum. İlkokul ve ortaokulu 3 farklı vilayette 8 farklı okulda okudum. Hangisinden olabilirdi ki bu tanıyamadığım kız?
Biraz daha yalvarmalarına izin verdim. Yeterince yalvardıklarına kanaat getirdiğimde
"Pardon, barışmadan önce şunu sormalıyım. Peki benim adım neymiş?" dedim.
"Zeyneeep, Zeynep Avcı." dedi.
"Ahhah, üzgünüm adım zeynep değil." dedim.
Özür dileyip ayrıldılar yanımızdan. Mekandan ayrılırken
Bende'ye başarılar diledim zeyneple barışması konusunda.
-----
Tüm bu olanlardan sonra farkettim ki. Birileri benim başlamamı bekledikleri ajan hayatım için altyapı hazırlıyor. Hı hı evet. Bu benim şansızlığımla alakalı değil. Kesinlikle. hı hı evet.
13 Eylül 2009 Pazar
soru.
Dear God!
Soruyorum sana: Ne yaptım? Onu hakedecek ne yaptım? Yanıtınızı bekliyorum.
Sincerely,
E
Soruyorum sana: Ne yaptım? Onu hakedecek ne yaptım? Yanıtınızı bekliyorum.
Sincerely,
E
10 Eylül 2009 Perşembe
Denge Fakirinin Kökeni
(Bu yazı irademin dışında yazıldı. Hı hı evet. O bi önceki yazıda bahsettiğim klon yazdı kesin. Biliyordum bana bunu yapacağını.)
Bir varmış bir yokmuş... falan filan. İsim babası kendini ispatlayabilmek için zamanında mature(himym daki maker gibin bir şey olabilir misal) lara yöneltmiş biriymiş kendini wisshmasster sanırmış. Beni de çok severmiş. Ben de onu tabi. İnanmıyorsanız bakın. üstelik buradaki yazıdan sonra daha da çok sevecek biliyorum. Hı hı evet.
+aa blion mu zehirlendim ben
wisshmasster:
haır nasıl oldu lan gerizekalı
+son kullanma tarihine hep bakardım
bakmadan yiyesim tutmuş
dün geceden bu yana önce midemi boşalttım sonra bişey yiyemedim filan
hala yatıyom
wisshmasster:
iidir ii
+ateş yaptım bi ara da
wisshmasster:
bi de bu supernaturalın 4. sezondan itibaren o iki kardeş te
babayı alıolar
+aman allahım
wisshmasster:
biri şeytanla anlaşma yapıo biri melekler için çalışmaya başlıo fln
+tam 2 sn konuyu saptırabildim
wisshmasster:
sanırım lucifer sam miş fln mış öle bişiler çünkü demonic güçler kazanıodu baya
wisshmasster:
saptıramazsın
+ölüyordum la
wisshmasster:
komik olduu kdr eğlenceli de
öle kolay ölmez insan merak etme
+hey allahım
wisshmasster:
ben senden daha zor durumlara düştüm
+geberseydin
-----
işte bu pek muhterem arkadaşım wisshy bir gün yine çok mantık dolu konuşmalarımdan birini yaparkene ben, bana denge fakiri diye hitap etmişti. Eh haklı olsa gerek ki normalde hakaret sayılacak bu iki kelimeyi çok beğenmiş mesincırda kendime nick yapmıştım daha sonra ondan sıkılıp normale dönmüş olabilirim. Ama ismini düşündüğüm buloğum için muhteşem bir ad olacağına karar vermiştim.
Daha sonra wishmaster a gösterdiğimde buloğu "oha bak sana söyliyeyim bu bizim buralardan biri olabilir. Çok kullanılan bir lakap burada bu." diyerek o ismin ona ait olmadığını ispatlamış ancak daha sonra yine kendini ispatlama çabası herhalde ki buraya copy right ını yazmamı diledi. Niye kırayım ki şimdi değil mi?
Bu ismi wishmaster bulmuştur.
Bir varmış bir yokmuş... falan filan. İsim babası kendini ispatlayabilmek için zamanında mature(himym daki maker gibin bir şey olabilir misal) lara yöneltmiş biriymiş kendini wisshmasster sanırmış. Beni de çok severmiş. Ben de onu tabi. İnanmıyorsanız bakın. üstelik buradaki yazıdan sonra daha da çok sevecek biliyorum. Hı hı evet.
+aa blion mu zehirlendim ben
wisshmasster:
haır nasıl oldu lan gerizekalı
+son kullanma tarihine hep bakardım
bakmadan yiyesim tutmuş
dün geceden bu yana önce midemi boşalttım sonra bişey yiyemedim filan
hala yatıyom
wisshmasster:
iidir ii
+ateş yaptım bi ara da
wisshmasster:
bi de bu supernaturalın 4. sezondan itibaren o iki kardeş te
babayı alıolar
+aman allahım
wisshmasster:
biri şeytanla anlaşma yapıo biri melekler için çalışmaya başlıo fln
+tam 2 sn konuyu saptırabildim
wisshmasster:
sanırım lucifer sam miş fln mış öle bişiler çünkü demonic güçler kazanıodu baya
wisshmasster:
saptıramazsın
+ölüyordum la
wisshmasster:
komik olduu kdr eğlenceli de
öle kolay ölmez insan merak etme
+hey allahım
wisshmasster:
ben senden daha zor durumlara düştüm
+geberseydin
-----
işte bu pek muhterem arkadaşım wisshy bir gün yine çok mantık dolu konuşmalarımdan birini yaparkene ben, bana denge fakiri diye hitap etmişti. Eh haklı olsa gerek ki normalde hakaret sayılacak bu iki kelimeyi çok beğenmiş mesincırda kendime nick yapmıştım daha sonra ondan sıkılıp normale dönmüş olabilirim. Ama ismini düşündüğüm buloğum için muhteşem bir ad olacağına karar vermiştim.
Daha sonra wishmaster a gösterdiğimde buloğu "oha bak sana söyliyeyim bu bizim buralardan biri olabilir. Çok kullanılan bir lakap burada bu." diyerek o ismin ona ait olmadığını ispatlamış ancak daha sonra yine kendini ispatlama çabası herhalde ki buraya copy right ını yazmamı diledi. Niye kırayım ki şimdi değil mi?
Bu ismi wishmaster bulmuştur.
bu da bir ilk.
Bulokçum. hani o son kullanma tarihleri falan var ya. Onlar külliyen yalan. Cidden diyorum bak. Ben bi tanesini yedim öyle. Bak bişey oldu mu? Evet şu an ateşim olabilir. 30u aşkın saattir bir şey yiyemiyor da olabilirim. Hatta vomit free since 93 yi de bozmuş olabilirim.
Savunmam şu: o aslında ben değilim. Bana çok benzetilerek yapılmış klonumun benin söylediklerimi yalanlamak ve bu şekilde yerime geçmek için yaptığı rol. Hı hı evet.
Söyliyorum sana bir şey olmuyor. Cidden. Ye iç. Yalan onlar. Hatta karşıyla beraber dene hı hı evet. Doğru söylüyorum. Kesinlikle bana güvenebilirsiniz.
Savunmam şu: o aslında ben değilim. Bana çok benzetilerek yapılmış klonumun benin söylediklerimi yalanlamak ve bu şekilde yerime geçmek için yaptığı rol. Hı hı evet.
Söyliyorum sana bir şey olmuyor. Cidden. Ye iç. Yalan onlar. Hatta karşıyla beraber dene hı hı evet. Doğru söylüyorum. Kesinlikle bana güvenebilirsiniz.
8 Eylül 2009 Salı
Garip, biliyorum.
Her gün konuşur, lak lak ederiz, bazen dinleriz bir şey söylemeden, bazen dinler gözükür duymayız, bazen de duyar ama anlamayız. Bazı cümleler/kelimeler vardır ve onları duymayı/anlamayı o kadar çok isteriz ki anlamasak da anlarız. Farklı bir dilde söylenmiş olsun ya da hiç söylenmemiş olsa da bir davranışla misal. Ama italyanca çok farklı en azından benim için: Dinlediğimde dinlemez gözüksem de işitirim, işitsem de duyamam. Böyle bir etkisi var üzerimde. Anlamasam da anlıyorum. Öyle bir şey ki konuşulurken dinlemekte olduğum kelimelere harflere verdiğim önem tamamiyle sönüyor ve sadece dinliyorum tınısını, melodisini. İşte böyle bir dil italyanca.
Üzerimdeki etkisi artık son safhaya ulaştı sanki bir film izledim italyanca idi türkçe altyazılı, çevirememişler bazı yerlerini ama yine de dinledim anlıyormuşçasına ve durup altyazı da aramadım, çünkü konuşmalar bölünecek konserime ara verilecekti. Bunu istemediğimden filmin bir 15 dakikasını falan anlamadım ama yine de anladım. Garip biliyorum.
Neyse bulokçum, 1 buçuk saat italyanca film izleyip üzerine de 1 saat italyanca şarkı dinlersem olacağı buydu. Bu dili öğrenmem lazım. Sonra gider oraya yerleşirim filan. Güzel olurdu be bulok. Neyse Karşı'nın da biraz önce dediği gibi ben gidip yatıym güneş doğacak birazdan.
---
Scusa ma ti chiamo amore
Üzerimdeki etkisi artık son safhaya ulaştı sanki bir film izledim italyanca idi türkçe altyazılı, çevirememişler bazı yerlerini ama yine de dinledim anlıyormuşçasına ve durup altyazı da aramadım, çünkü konuşmalar bölünecek konserime ara verilecekti. Bunu istemediğimden filmin bir 15 dakikasını falan anlamadım ama yine de anladım. Garip biliyorum.
Neyse bulokçum, 1 buçuk saat italyanca film izleyip üzerine de 1 saat italyanca şarkı dinlersem olacağı buydu. Bu dili öğrenmem lazım. Sonra gider oraya yerleşirim filan. Güzel olurdu be bulok. Neyse Karşı'nın da biraz önce dediği gibi ben gidip yatıym güneş doğacak birazdan.
---
Scusa ma ti chiamo amore
5 Eylül 2009 Cumartesi
All Pink.
Bunu erkekler anlayamaz, zaten anlamaları beklenmez. Evet bildiniz! Kadınlar ile çanta ve ayakkabıları arasındaki o muhteşem aşktan bahsediyorum. Kadınlar yapı gereği nerede giyeceği neyle giyeceği vb. ni düşünmeden parası varsa o an hoşuna giden her ayakkabı ve çantayı almakla ödül/lanetlendirilmiştirler. Ben de yakın zamanda bu gerçekle yüzleştim.
Bir çift pembe topuklu ve bir pembe çanta aldım. Yapım gereği karşı koyamadım o efsanede anlatılanlar doğruymuş. Aklına nerede nasıl niçin neyle giyeceğin gelmiyor bunları kafanda tartmadan alabiliyorsun.
Arkadaşla(arcane olmakta kendi) konuşurken bugün(gerçi saat itibari ile dün) ona bu çanta ve topukludan bahsettim. Konuşmanın sonunda nerede giyebileceğime karar vermiştim: Con'lar
Bir çift pembe topuklu ve bir pembe çanta aldım. Yapım gereği karşı koyamadım o efsanede anlatılanlar doğruymuş. Aklına nerede nasıl niçin neyle giyeceğin gelmiyor bunları kafanda tartmadan alabiliyorsun.
Arkadaşla(arcane olmakta kendi) konuşurken bugün(gerçi saat itibari ile dün) ona bu çanta ve topukludan bahsettim. Konuşmanın sonunda nerede giyebileceğime karar vermiştim: Con'lar
truth, only truth, nothing but the truth
Arkadaşla mesincırda konuşurken şöyle bir dialog geçti. Daha doğrusu şunları söyledi. Genelde saçmalasa da bu sefer haklı galiba:
Bu söyledikleri beni düşünmeye itti. İnsanların ne tatlııı dediği bir meslek olabilir mi? Yani çocukluk hayalleri dışında insanların böyle demesi mümkün mü? Çünkü çocukluk hayallerinde insan, o meslek ne kadar iğrenç olursa olsun imrenir. Bunun dışında böyle bir meslek var mıdır ki? Aklıma bir tane gelmedi. İtfaiyeci desen bir tarafı her gün tutuşabilir ne tatlıı pek uygun değil. İşletmeci desen tüm o işletme ile kendi uğraşıcak veya beceremeyip yardımcı tutucak ne tatlııı. Cık yine olmadı. Karaborsacı desen b.k gibi hayatı var o yüzden bu yola başvurmuş ne tatlııı. Yok işte bulamadım ben. Ama şöyle de bir gerçek var ki tüm o zorlu yanları dışında en azından çok para kazancaz.
1 Eylül 2009 Salı
oyunla ilgili duyuru
Bu seneki tatilimin son durağında bulunduğum şu anlarda Ankara'ya dönmeye pek de uzak olmadığım şu zamanlarda oyuncularımı çok ihmal etmişim öyle diyorlar. Ama oyunla ilgili olarak şimdi nesnel, zombi, gangrel, ain çıkacaklar oyundan. Az oyuncu hep iyidir zaten de. 2 oyuncu kalıyor geriye. 3ncü olarak beni erkek sanan adam(!) gelecek. Anlayacağınız okeye dördüncü arıyoruz.
Eh buradan sesleneyim "elizafelya" kimsin şahsen tanımıyorum ama vampire a olan ilgin üzerine bu buloğu izliyormuşsun daha dün öğrendim gogıldan :D Oyuncu arıyorum vampire a. Aradaki illiyet bağını kurunuz.
Ayrıca oyunla ilgili olarak bir oyun sonra vtm e döneceğiz. Çok eğlenceli olacak gibin.
Eh buradan sesleneyim "elizafelya" kimsin şahsen tanımıyorum ama vampire a olan ilgin üzerine bu buloğu izliyormuşsun daha dün öğrendim gogıldan :D Oyuncu arıyorum vampire a. Aradaki illiyet bağını kurunuz.
Ayrıca oyunla ilgili olarak bir oyun sonra vtm e döneceğiz. Çok eğlenceli olacak gibin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)