30 Temmuz 2009 Perşembe

Oyundan Enstantaneler II

Bu bölüm başlamadan önce oyuncular beni kızdırdılar o yüzden bu oyunda olmasını planladığım yazdığım hiç bir şeyi yapamadım/yaptıramadım. Zaten başlamam da pek bir zaman almıştı. Neyse iyi yönünden bakalım yeterince kızdırmadılar.



Oyunun başlangıcında prensimizin scourge u prensin onları beklediğini söylemek üzere Sebastian'ı ziyarete geldi. Hepsi Sebastianlardaydı zaten. Bunlar da hazırlandıktan sonra yola çıktılar at arabası ile. Ain arabayı sürüyordu, ormanın arasından geçerken bazı sesler duydu ve arabayı durdurup tam içindekilere seslerden bahsediyordu ki. "frpmfrpfmrpfrmfrmpf" ayak sesleri birden etrafı sardı ve aniden ağaçların arasından 2-3 metre boyundaki karartı gibi gözüken ve çok hızlı hareket eden bir "şey" at arabasının üzerine atladı. Öyle bir hız ve kuvvetle atlamıştı ki at arabası, atlar ve arabayı süren Ain o şey beraberinde ormanın derinliklerine doğru takla atarak savruldular. Bu takla sonrasında Ain uzağa savrulmuş, araba parçalanmış bu yüzden Eveline, Sebastian, Fionnlagh, V başka bir yere "şey" beraberinde savrulmuş, atlar ölmüş, araba parçalanmıştı. O şey nasıl bir şey derseniz, şöyle bir şey:



E anladığınız üzere werewolf çuklar sardı vampirciklerimizin etrafını. Evet tam 5 tane werewolf 5 vampirle çarpışacaklardı. :D :D :D Evet o werewolflar yer onları... Zaten kaza sonrasında V ve Eve torpor a girmişlerdi. Neyse burada GM biraz sakinleşti ve acıdı roleplay le kurtulma şansı verdi. Neyse bölümün epik combat 'ına gelelim. Şöyle gerçekleşti:

Sebastian (Ventrue) "dominate" disiplini ile Fionnlagh(Brujah) a kurtadamlara saldırması emrini verdi. Bunun üzerine Fionnlagh o dominate hüzmesi diyelim karşı koyamadı ve werewolflardan birine saldırdı. Kaburgalarının çevresinden ısırdı bir miktar kan içti. Tam dominate etkisinden çıkıyordu ki werewolf kanının delirtici/yoldan çıkarıcı etkisi kendini ortaya koydu ve kendini gösterdi. Fionn umuz Frenzy(vampirlerin sinir krizi diyebiliriz)ye girdi. İlk iş olarak kanını daha da güçlü olabilmek için yoğunlaştırmaya başladı ve bu esnada da ısırdığı yeri kopardı çiğnemeye başladı. Bunun üzerine werewolf umuz liderinden izin almak sureti ile aynı hareketi onun üzerinde yapmak üzere harekete geçti, vampirciğimizin kafasını ısırdı tam Fionn un yaptığı gibi koparmak amaçlı çekecekti ki Fionn umuz elini kurtadamımızın gırtlağına sokmak sureti ile yemek/nefes borularını çekti. Ehh kopardı da. Bunun üzerine kurtadam nefes alamamak, bocalamak vb. yaşayarak kendini bir an önce iyileştirmeye bakıyordu ki, Fionn yine kanını yoğunlaştırmaya başladı bu sefer hızlı olabilmek içindi. Elindeki gırtlağı ağzına attı ve yemeğe başladı bu esnada kurtadamı tuttuğu gibi zıpladı, kanını güçlenmek için bacağında yoğunlaştırmıştı, kurtadamımız hala kendini iyileştirme çabasındaydı. Bayağı bir yükseldiler ve Fionn düşüşlerini ayarlayarak diğer kurtadamı isabet ettirdi :D evet bir kurtadamla zıplayıp diğerinin üzerine düşüp ezdiler. Beraber zıpladıkları kurtadam ölmüş diğeri ne olduğunu anlamakla uğraşıyordu. Fionnlagh hızlı bir şekilde Hand Axe ini o hala yaşayan Werewolf üzerinde kullandı ve onu da öldürdü.

Özetleyecek olursak

- Fionn kurt u ısırdı.

- kurt fionn u ısırdı.

- fionn kurtun gırtlağını kopardı ve ağzına attı.

-ağzına atarken kurtu tuttuğu gibi zıpladı.

- diğer kurtun üzerine düştü, arada kalan kurt öldü.

- üzerine düştüğü kurtu Hand Axe i ile öldürdü.

Üstelik tüm bunlar 6 saniyede oldu...

Etkileyici değil mi??? Peki bu hareket kaç xp aldı? None.

Malkavian olmayacak dediğim oyunda iki bölümde de malkavianlardan bahsettim ve bu bölümde aslında Morgan kimdiyi açıkladım.. Ama onlarsız olmuyor tabi.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Oyundan Enstantaneler I

Oyunumuz 1215 temmuzunda Londra'da geçiyor. Oynun güldüren, belki düşündüren, arada gm i sinirlendiren anları da şööle oluyor:

- Fionnlagh ın kendini "Ğaaağğğh.. Sıs kız.. Ben hebelehük(varsayımsal kendi adı)." diye tanıtması

- V'nin John of England'a "şşş hop kral baksana bir" demesi

- Sebo'nun Londra nöbetçi askerlerini "ben yalan söylüyorum tabi ki ben öldürdüm bu adamları ama sen benim öldürmediğime bunun intihar olduğuna inanacaksın" şeklinde ikna etmesi

- Eveline 'in çingenelikleri. brujah ı " ay sen geç şööle köşeye" demesi, prensi ayartmaya çalışması

- V'nin şehrin tüm vampirlerini öldürme denemesi

- Fionnlagh'ın bir suikaste uğrayayazarken Ain'nin attığı ok ile kurtulması

- Eveline'in evden eşya almak için Ain ile çıktığı yolculukta karşılarına çıkan ifrit i anlatmak için ilüzyon kullanması ve bu yüzden tüm ev halkının tırsması


gibi gibi gibi.. eksiklerim varsa uyarın oyunuclarım...


-------------------
oyun sonrasında çok sonrasında geçen muhabbet:

merve: o adam dışarıdaydı demek

erşen: evet :D

merve: beni uyaran ruh da gelecekler kaç dedi

erşen: evet :D

merve: has....

erşen: (tek kaş kalkık sımayliy)

merve: çoh kötüsün gm hanım
hanıııım hanııım kendine geeeel

-------------

hadi bakalım...




28 Temmuz 2009 Salı

usul ödevimlen ilgili..

ödevi bilgisayarda office olmadığından not defterine yazdım. öyle atmayı düşündüm uzun süre. hakaret gibi öğrenciyim. ama garanti olsun diye arkadaştan word dosyasına aktarmasını rica ettim. kırmadı sağolsun. ve o şekilde attım. Ama düşünsenize not defterinde bir dosya geliyor 4 kb lık :D bi açıyorsunuz içinde davayı mütekabile müddeialeyhin derdest davaya karşı cevab ı arzuhalle müddeiye ikame ettiği davadır falan yazıyor. komik :D:D:D

höm höm...

Bulokcuğum, kararsızım anacım. Bana biri şunu açıklamalı:

6 Ağustos'ta 15:00 da sınava girecek ve 17:00 gibi sınavdan çıkacağım. Ayrıca, 7 Ağustos'ta 09:00 da derste olacağım. Gayet normal bir durum değil mi. :) Yalnız ufak bir detay var bunu anormal kılan. Sınavım Ankara'da dersim Washington D.C de. Sonraa ben Mart ayında adımı bu program için yazdırmış kaydımı yaptırmıştım. Ama nedense Haziran ayına kadardı kayıtlar deme ihtiyacı duydular kaydım yokmuş gibi. Vize işleri de azcıkın karmaşık be bulok. Şimdi sana soruyorum tüm bunlar bana gitmemem için gönderilen işaretler mi!!

26 Temmuz 2009 Pazar

Not a true story...

Burada anlatılacak olaylar tamamen kurgusaldır gerçekle alakası yoktur. Hı hı evet. Yok. Kesinlikle yok. Hı hı evet. Neyse hikayemize geçicek olursaaak:

E kişisi ile K kişisi arkadaştırlar ve bunlar arada sırada ufak kötülükler yapmayı severler, bununla mutlu olurlar. Bir gün K kişisi Ejder ruhlu bir G kişisi ile tanışır ve çıkmaya başlarlar. Ancak bu G kişisin ruhu Ejderden çok Ajdarınkine benzediği ortaya çıkar ve bu yüzden K kişisi bu kızdan ayrılmak ister ancak bir şekilde 2 ay kadar çıkarlar. En sonunda K kişisi G kişisinden ayrılmaya karar verir. Bunu nasıl yapacağını E kişisi ile tartışır.

K: Himym daki gibi mektup bıraksam, yok olmaz üzülür. Yapsam mı. yok yok. Sorun sende değil bende diyim en iyisi.
E: yok yaa mektubu bırak. En azından ööle deme de şööle de: "sorun bende değil, tamamen sende, naptıysan yaptın bana kendini sevdiremedin." gibisinden. süper olur beee....
K: oha harbiden süper olurrr..


K kişisi G'den ayrılır. Ancak kaderleri msnde kesişir konuşurlar. K her zamanki gibi G ile dalga geçiyordur. Bu konuşma esnasında da E ile K konuşmaktadır. G ile bir olup dalga geçmeye devam ederler. E'nin aklına Facebookta gördüğü bir video gelir. salak bir kız boynuz yediğini tüm türkiyeye daha da salaklık ederek ispatlamaktadır.

E: şey sorsana. hani şu feys te bi video var kız erkek arkadaşına küfür etmek için hazırlamış. ondan hazırlıcak mıymış sana. ehuehueuh bööle sorsan noolur acaba .
K: Ehuhuehue.. Soriym.
ve sorar da. bir süre yine dalga geçmeye devam ederler. Bunlar yetmezmiş gibi E, K ye yeni kurban arar. Bakalım Ğ tuzağa düşecek midir?

To be continued...





18 Temmuz 2009 Cumartesi

Barone Lucillia

Zamanında bir barone yaşarmış, Lucillia adında, italyanın kuzeyinde bir baronlukta. Bu kızcağız hep diğerlerinden farklıymış da fln fln. Sonuç olarak kızımız magus olmuştu.Olurken de hayatının bir kısmından vazgeçmişti :ONU KISITLAYAN HİÇ BİR SOYLULUK İBARESİNİ ÜZERİNDE TAŞIMAYACAKTI.

Baronluktan ayrılır Venedik e yerleşir maceralar maceraları takip eder Venedik'ten ayrılmak zorunda kalır ama gün gelir Venedik'e dönmesi gerekir. 3 ay geçmiştir ayrılalı. Evinde kimse yoktur ve kapılar da kilitlidir. Şovalye arkadaşından yardım ister, şovalye adabını takınması konusunda onu uyarır ve bir miktar ahlak- adap dersi verir. Kız dinler dinler dinler ve adabını takılarak sorar, şovalye yardım etmeyi kabul eder ve eder de. Yardımının ardından da "gördünüz mü? O kadar da zor olmasa gerek leydim. Size yakışan hareketlerde bulununuz lütfen." der (yada o tarz bişey der) "Sağol gerizekalı" der kızımız da cevap olarak. Bu lafın üzerine şovalye kızımızı eve kilitler. Kızın umurunda olmaz bu hareket. Üst kata çıkar tüm paralarını alır. Tam gidecekken aklına gelir soyluluk paçasını kurtarmaya yarayabilir diye aile yüzüğünü parmağına takar.

Ve işte o yüzüğü taktığı anda gözleri kararır. Yeminini bozmuştur. Şarta bağlı akdi feshetmiştir bir nevi. Ve gözlerini açtığında karşısında avatarını görür bir ışığa doğru süzülüyordur. Kalkıp ulaşmaya engel olmaya çalışır yapamaz, büyüyü dener. Hep yaptığı gibi zamanla oynayarak engel olmaya çalışır ancak zaman artık onu dinlemiyordur. Gözlerinin önünde avatarı çeker gider. Kızımız o an çöker yere. Artık magus değildir. Eskisi gibi zamanla, zihinle oynamak bir yana hissiyatı bile normale dönmüştür. Artık hiç iradesi kalmamıştır. Hayatında tutunmak isteyeceği bir şey..

Sonra yanlışlıkla o şovalyeye evlilik teklif etti fln ama o da çoook ayrı bi hikaye:D

Not: Olm çöktüm lan. İnsan oldum. Mage oyunundaki İnsan. İroni ki bu .

içim acıyor..

Geçen arabayla bi yere geçerken, bir cenaze aracı gördüm, Reyhan Teyze. Canım acıdı. Niye bu kadar erken ayrıldın ki aramızdan. Ama seni çok özlüyoruz bunu sakın ha unutayım deme.

14 Temmuz 2009 Salı

yıp yıp yıp...

14 temmuz 2009 saat 22 civarı 2 gün sonra sınavım varken misafir geldi. Bu kızılası bişey olsa da çok garip bişey oldu. Bira içtim. Yani bu garip kısmı ddğeil. Babam beni içki içerken ilk defa görmüş. Çok şaşırdı. Ben de şaşırmasına şaşırdım. Kadeh kaldırdım ona bunun üzerine.. Herkes kaldırdı kadeh de babam kaldırmadı. Ay tink ay gat fadır işuuuz..

10 Temmuz 2009 Cuma

bir dolmuş macerası...

Saat 19: 28 gibiydi. Bir dolmuşa binmiş kalkmasını bekliyordum. Yanımda bir teyze oturuyordu çantalarını her yere yaymış düzgün oturmama engel oluyordu. Neyse.. Dolmuş yavaş yavaş dolmaya başladı. Son 1-2 kişilik yer kalmıştı ki dolmuşçu dolmuşu çalıştırdı, ve biri bindi.. son kişiyi bekliyordu ki ve biri bindi.. Uzun boylu hoş sayılabilecek bi çocuk.. Binerken bana göz kırptı gülümsedi geldi sarıldı öptü "canım nasılsın yaa..." bi daha sarıldı "özlemişim gerçekten." dedi ve geri çekildiğinde tekrar yüzüme baktı... "ssen kimsin yaa" diye bağıran yüzüme... sonunda anlamış olsa gerek "gizem?" diye sordu bir umutla.. bakışlarımı değiştirmeden kafamı sallayarak hayır dedim.. özür dileyip oturdu..

dolmuş harekete geçti... Para uzatma faslı sona erdikten sonra çantamı karıştırıp telefonumu arıyordum ki yanımdaki teyze Medeni Usul Hukuku kitabımı gördü ve garip diye nitelendirilebilir bir sevinç çığlığı attı (evet sanırım sevinçti o) korktum tabi:D hukuk okuyup okumadığımı sordu ve okuduğumu söyledim. Laflarımın ardından hemen bana bir yeğeni olduğunu ve yeğeninin bir avukat olduğunu anlattı ve ilgilenip ilgilenmediğimi sordu. Kibarca reddettim allahtan inmem gereken yere yaklaşmıştık.

Dikmen yokuşuna gelmeden sola dönünce hemen inerim genelde. Dönüşe gelmeden önce de ışıklar vardır. Işıklara yaklaşırken diğer her seferinde de dediğim gibi "Dönünce inecek var" dedim. Şöför aynadan baktı doğrulamak için dediğimi heralde. Kırmızı ışıktı. Sarı... Yeşil.. ve virajı döndük evet şimdi durmalı ve ineceğim. Eee., neden devam ediyor? "pardon inecektim." ve şöförden gelen yanıt. "DAHA DEĞİL ABLA". "hey!!! incem!!!" ve dolmuş durur ardından inerim..


Garip bir çocuk, yeğenini seven teyze ve sayko dolmuşçu... Çok sıradışı bir yolculuktu. bir keresinde de bir çocuk da makinesini övüp durmuştu o daha garipti tabi de tamamen ayrı bir hikaye..

7 Temmuz 2009 Salı

aman beee

bulogcum,
Usul 2dersim vardı ya hani, onun tamamının notunu çıkardım çıkarmasına da şema yapçam şimdi sabaha kadar sürer. Sonrasında da yarın hukuk sosyolojisini bitircem sanki.. Puff yaa.. Soruyorum neden ? Gerçekten neden bu bölümü seçtirdi ki kader bana? Ben ki öğretmenlerin dayattıkları kitaplar dışında 500 sf bile okumayan şahıs, nasıl oldu da hukukta buluyor kendini açıkla be bulogum bana... Amaaaan zaten anlamıyorum çoğu zaman insanları ki... Belki kasmadığımdan olabilir. Neyse bulog iyi yakındım sana.

Bilmeyenler için not: Usul 2 dersinin sayfa sayısı sanırsam 200-300 sf falan.. Bir gün için iyi sanırsam..

Olm inek oldum la ben. Bunu bulouğuma yazcak kaa nerd'üm...

anaaa nerd diyince aklıma geek geldi öyle de maykıl.. napıo acaba şimdi?

4 Temmuz 2009 Cumartesi

ahhh ahh

Herkese bir Hayden Christensen düşen bir dünya olsa ne güzel olurdu yahu?.. Ahh ahh. şair ruhlu fln olsam gözlerim bakmaya kıyamıyor derdim. ama değilim.. Gayet de bakıyorum :D süper bişey o yaa.. sevilesi herşeyin ötesi gibisinden..


NOT: 3 sincabın ona tercih edildiği yönünde çıkan haberler yalandır.

3 Temmuz 2009 Cuma

Bir rüya gördüm ben..

Öyle bir rüyadı ki çok garipti... Başlangıçta köydeydim.. Edirnede.. Tavuklar fln.. Ardından Ferde Bayrı...(Feride Bayırı idi heralde orjinal ismi, ben kendimi bildim bileli böyle derler ama) sonra... birden bi şehirdeyim.. tanımadığım bir yer.. Yüksek bir binada cam kenarında bişeyle haşır neşirim hatırlamıyorum şimdi.. Sonra gözümün ucuna ilişen bir şey.. 2 kişi aşağıdaki kafede oturuyor. gayet normal.. ama ama ama ben daha önce o ikisini o şekilde orada görmüştüm. daha önce de bir rüyada bu sahneyi görmüştüm.. hemen oraya gidiyim de bu sefer neler olacağını biliyorum zaten diye düşündüm ve o an oradaydım. Tam o masaya oturdum işte "öngörmeye" başladım, masa hareket etmeye başladı. Bu arada bu masa 6 kişilik tek parça piknik masalarını düşünün onun 4 kişiliği. çocuk treni hızında ilerliyordu fln.. sonra bi baktım herkes gelinlik giyiyor. ben de dahil olmak üzere.. ve elimde resmi ölüm belgesi şekline uygun bir evlilik belgesi var. kocamın adı da: daha belli değil (muamma).. herkes evlenmişti... düğün fln.. ama tren/masa gitmeye devam ediyor. herkes herkese düğün hediyesi fln veriyor.. ardından karşı bulog delüüsü gelip hediyeyi verip "evlenmeden vermem" diyip, onun verdiği ve diğerlerinin verdiği tüm hediyelerimi çalıyor bununla da kalmayıp diğerlerinin de hediyelerini çalıyor..

Şimdi bana açıklayın. Bu ne biçim bir rüya..

Buna Freud ne derdi acaba?

O değil de neden erkekler de gelinlik giyiyordu...

Çok garip bir rüyaydı yaa..

yeni bulog kıyafeti hakkında

ya halletim cicisini giydirdim de .m

becerememek... olmadı la.. o soldaki tanımlanamayan çıbıklar ne? bi de neden değişikliklerimi kabul etmiyor bu...

kızdım bulog sana.. oysam farklı düşüncelerim vardı..